19 Haziran 2016 Pazar

Beslenme'de hafif ve sağlıklı bir çözüm: Pesketeryan yöntem

Bedene su ve hava elementleriyle şifa aktarırken sadece fiziksel bedende değil , zihinsel ve duygusal bedende de fazlalıklardan kurtularak daha akışkan bir enerjiyle zinde ve akışkan bir yaşam, davranışlarda esneklik, sakinlik ve huzur, nefes alan hafifleyen beden. 


Yoga ve meditasyon pratikleriyle hayatınıza uzun süredir şifa aktarmaya başladıysanız yeme alışkanlıklarınızdaki değişimi de gözlemlemeye başlıyorsunuz. Bunun nedenini tabii ki net olarak söylemek mümkün değil ama bir gerçek var ki düzenli yoga pratiği ve meditasyon zaman içinde beynimizdeki bazı yeni nöron bağlantıları kurarak davranışlarımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirmeye başlıyor. Kendinizi daha sakin, daha huzurlu ve kesinlikle doğa ile daha uyumlu bir şekilde davranırken, düşünürken ve hissederken gözlemlemeye başlıyorsunuz. Bunun nedeniyle ilgili bir çok bilimsel araştırma yapıldığını biliyorum, farklı yayılar okudum ancak net olarak bilim henüz beynin alt yapılarını çözemedi ama belli ki yoga ve meditasyon pratiği ile beynin içinde bir yerlerde değişim olduğu ve bizi farklılaştırmaya başladığı gerçeği var. Ve bu farklılaşma-bir başka şekilde tanımlarsak "transformasyon" ya da "dönüşüm" öyle etkili olmaya başlıyor ki bütün dünyada dini, dili, cinsiyeti ne olursa olsun insanların hayat kalitelerini kendi içlerindeki değişimle yükseltme arzusuyla uyguladıkları yoga ve meditasyon pratiğinin neden bu kadar sevildiğini ve popüler hale geldiğini çok güzel anlamlandırıyor.

Yoga ile başlayan dönüşüm için ise hiç bir zaman tamamlanmak kelimesini kullanamayız, hep devam eden bir süreç. Ve bu süreç zaman zaman gerçekten köklü değişimlere de tanıklık etmenizi sağlıyor. 15 seneye yakın süredir yoga ve meditasyon pratiği yapmama rağmen, bu değişimi çok yavaş ve derinden yaşayanlardanım. Kimi için benim aldığım yol 1 yıl olabilir. Beslenme tarzımdaki değişim de bu sürece paralel olarak yavaş yavaş gelişti. 2010 yılında geçirdiğim bir rahatsızlık ve içimde yeni tohumlanan beslenme farkındalığı 3 aylık bir vejateryanlık denemesiyle sonuçlandı. Ancak almam gereken protein, vitamin ve mineralleri doğru kaynaklardan karşılamayıp sadece karbonhidrat ağırlıklı beslenince yaşadığım  güçsüzlük nedeniyle kırmızı ve beyaz eti tekrar hayatıma soktum.

2013'teki Hindistan yolculuğumdan itibaren ise bir çok dönem kırmızı et ve tavuk etinden ciddi uzaklaşmalar yaşadım. Hindistan'da öğrendiğim ayurvedik prensipleri zaman zaman hayatıma dahil ettim. Maalesef bunlar biraz yüzeysel kaldı. Daha tam hissiyat noktasında farkındalık yaşamamıştım. Çok fazla kilo alıp veren biri olmama karşın, ya da kiloyla ilgili hiçbir zaman çok büyük sıkıntı yaşamama karşın yakın döneme kadar kendimi iyi hissetmediğim kilolar ve beslenme sistemimi sorgulayan ruhsal veya zihinsel haller yaşadığım çok oldu. Geçen Yaz döneminde hayatıma taze sebze-meyve sularını soktum ve  Caddebostan Yoga'da Enjoy ismi altında farklı tarifler hazırladım bunları burada sonraki yazılarımda paylaşacağım. O zamandan beri daha fazla sebze-meyveyi tüketerek beni ne kadar taze ve dinç tuttuğunu enerjetik anlamda ne kadar ferah hissettirdiğini gözlemliyorum.

Esas beslenme farkındalığım ve bunu bedenim aracılığıyla hissetmem ise Nisan ayında katıldığım 10 günlük Vipassana kampıyla gelişti. Bu olağanüstü inziva süreci sizi günde 11 saatlik meditasyonla çok ciddi bir öz çalışmaya yönlendirirken bir yandan da sessizlikle beraber iletişimi tamamen kapatmak ve her türlü haber-tv-kitap-telefon gibi dış bilgiden yoksunlukla meditasyon içinde bedeninizle normalden çok daha yüksek seviyede bir bağ kurmaya başlıyorsunuz. Artık sadece doymak için yiyorsunuz her şeyden önce ki bu benim gibi psikolojik yemek düşkünlüğü olanlar için inanılmaz bir adım oldu. Sonra yediğiniz yemeğin bedende yarattığı sonuçları çok daha saf gözlemlemeye başlıyorsunuz. Bedendeki 4 temel dünyevi elementi ve her yemeğe has elementlerin bedene ve bununa bağlantılı zihne, buradan yola çıkarak yaşamınıza, davranışlarınıza ne kadar fazla etkileri olduğunu görüyorsunuz.


Vejateryan beslenmenin algılarınıza ve zihninize getirdiği saflık sizi aynı zamanda doğaya daha fazla yaklaştırırken herşeyden önce içinizdeki minnet ve şükran duygusunu artırarak beslenmenize yeni etik değerler kazandırmaya başlıyor. Meditasyon dönüşü kesin olarak bedenimde ağırlık yaptığına ve bununla bağlantılı olarak duygularıma, düşüncelerime ve genel anlamda hayat standardıma olumsuz etki verdiğini algıladığım  büyükbaş ve küçükbaş hayvan etini sokmayacağımdan emin oldum. Bunu düşünerek araştırarak daha önce defalarca yapmama karşın bu sefer bedenim kesin olarak bana bu mesajı veriyordu.  Bu konunun etik olarak sorgulanması çok uzun sürer ve bunu ayrı bir yazıda paylaşmak istiyorum ama net aldığım mesaj şu oldu: bedene çok fazla ateş ve toprak yüklemesi bir çok sıkıntının, hastalığın, acının, kederin, kızgınlığın ve benzeri olumsuz deneyimlerin bir parçası. Şifa bir çoğumuzun günlük hayatta ihmal ettiği hava ve su elementlerinde. Eğer hayatın içindeki akışın bir parçası olmak, akmak istiyorsak işe bedenden başlayabiliriz. Hava elementi kaliteli nefes, doğada nefes ile zaten bir şifa, su elementi de temeli toprak olan bu bedenin esas gıdası.

Şu anda hayvansal gıda olarak sadece süt ürünleri ve yumurta ile deniz ürünleri alıyorum, yağ olarak sadece zeytinyağıyla devam ediyorum. Bir yanıyla akdeniz tipi beslenme olarak adlandırabilir, Hindistan'daki yogik beslenmeyi de andırsa da yogik beslenmede süt ürünü olsa da yumurta ve deniz ürünleri yok. Etik olarak sorgulamalar devam etse de ben sadece bedenimi dinliyorum ve artık akışı daha yoğun hissediyorum. İçimdeki ağırlık duygusu tamamen yok oldu ve 1,5 ay gibi kısa bir sürede 7 kilo verdim ve bunu korumaya devam ediyorum. Daha taze ve dinç hissediyorum, ayrıca hayvan etinin yaydığı sevimsiz kokudan da kurtulmuş olduğum için mutluyum. Cildime de çok olumlu geri dönüşü oldu, neticede yediğim şey artık bedenimin içinde çok uzun süre misafir kalmadığı için içeriden bir toksin yayılımı yok. Hayatıma daha çok baklagil, yeşillik ve yemişler soktum, meğer ne kadar şahane kaynaklar varmış. Bu blogta bu kaynakları paylaşacağım hem de lezzetli ve sağlıklı menüler vereceğim. Bu beslenme yöntemi ile hafiflemeye Hoşgeldiniz!




22 Mayıs 2016 Pazar

Mutfağıma hoşgeldiniz!


Sizlere Caddebostan Yoga'da ve evimde yaptığım leziz, hafif ve vejetaryen tarifleri anlatacağım bu blog sağlıklı yaşamın en büyük parçası olan sağlıklı beslenme üzerine. Burada vereceğim tariflerle kendinize detox ve diyet menüleri oluşturabilir, toksinsiz yaşam, alkali beslenme ve Hindistan'da öğrendiğim yogik ve ayurvedik beslenme hakkında bir çok bilgi alarak hayatınıza daha çok vitamin ve daha çok bitkisel protein katarak yepyeni sağlıklı, hafif, enerjik ve verimli bir yaşama en içerden başlayabilirsiniz. Ne yersek o muyuz? Evet! Kesinlikle! O zaman hemen bu hafta temiz beslenmeye başlayalım!

Her sabah uyandığımızda normal oda sıcaklığındaki suyumuza  bir kaç damla elma sirkesi ekleyerek bedenimizi temizlemeye başlıyoruz. Bir bardak bu şekilde bir bardak sade olarak içerek yarım litreye yakın suyunuzu sabah ilk iş alabilirsiniz. Elma sirkesi sadece fiziksel bedende değil aynı zamanda enerji bedeninde de çok etkili bir temizleyici. 1 hafta içerisinde kendinizi daha dinç ve canlı hissetmeye başlarken bir yandan da sadece bu formulle yağ yakımını hızlandırarak bedeni fazlalıklardan arındırmaya başlayacaksınız.
 Kahvaltınızı ise 30 dak sonra yaparsanız sindirim sisteminizi
de önceden harekete geçirmiş olacaksınız. Tek gereken normalde uyandığımızdan yarım saat önce uyanıp kendimiz için yeni bir zaman yaratmak. Bu zamanı meditasyon veya yoga yaparak geçirerek zihniniz ve bedeniniz için daha etkili kullanmaya ne dersiniz? Kısa zaman içinde youtube üzerinden yayına girecek olan Sinoyogachannel ile sizler için hazırladığım yarım saatlik meditasyon ve yoga pratiklerini paylaşacağım, buradaki yayınlar için Sinem Perek Yoga'yı takip ederek günlük yoga ve meditasyon videoları ile güne bambaşka bir başlangıç yapabilirsiniz.
Unutmayın! Dünya deneyimimiz boyunca içinde yaşadığımız tek gerçek evimiz bedenimiz, biz ona ne kadar iyi bakarsak bu evde o kadar uzun ve kaliteli bir ömür geçirebiliriz!